6 Aralık 2013 Cuma

Siyasi Düşünceler Tarihi / 3



 
Platon ( Eflatun ) ismi nerden gelmiştir? Atina’da ne ile mücadele etmiştir?

Arap- İslam dünyasında ‘p’ harfi olmadığı için Eflatun adı ile bilinir. Atina demokrasisinin neden olduğu cehalet, bireycilik ve çıkarcılık ile mücadele etmiştir. Atina’da Akademia adını verdiği bir okul kurmuş, orda kırk yıl öğretmenli yapmış, diyaloglardan oluşan eserler vermiştir. Bu eserlerde idealizim felsefesini savunmuştur.

İdealizim Nedir? Neyin Karşıtıdır?

Her türlü varlığın düşüncenin kendisi saymakta, maddi gerçeklere oranla maddi olmayan ilkelerin daha sağlam ve asli bir varlığı olduğunu ileri sürmektedir. Bu anlamı ile idealizm, meraryalizmin ( Özdekçilik ) karşıtıdır.

Eflatun’a göre kaç evren vardır? Açıklayınız.

Eflatun’a göre iki evren vardır. Birincisi, İdealar evreni, ikincisi; Görüntüler evreni. İdealar evreni öncesi ve sonrası olmayan, değişmeyen ideal varlıkların evrenidir. Görünüşler ise sürekli değişen ve sonlu varlıkların evrenidir. Asıl olan, değişen – dolayısı ile mükemmel olmayan – şeylerin ( yani nesnelerin, görünüşlerin ) arkasında yer alan mükemmel ve sürekli olan idealardır. Bizim duyularımızla algıladığımız şeyler, ideaların yansımaları veya gölgeleridir.

Eflatun’un iki ayrı evreni açıkladığı Mağara Alegorisi nedir?

Görüntüler evreninde yaşayan insanlar, bir mağaranın içinde arkaları mağaranın kapısına dönük vaziyette zincirlenmiş varlıklara benzerler. Bu varlıklar, güneşli bir havada mağaranın duvarlarında, kapının önünden gelip geçenlerin ancak gölgelerini görürler. Bu meşhur mağara benzetmesinde Eflatun, insanların tıpkı mağarada yaşayan varlıklar gibi gerçek değil, yalnızca bu dünyaya yansıyan gölgeleri görebileceklerini anlamak ister.

Eflatuna göre ‘İdeal Devlet’ ve Yönetim Biçimi nasıl olmalıdır?

İdealar düşüncesinden hareket ile Devleti kurmak ister. Eflatun’un yeryüzünde kurmak istediği devlet, henüz eşine rastlanmamış, ancak idea olarak mevcut olan bir devlettir. Ona göre insan hayatının temel amacı erdem olmalıdır; bunun topluma yansıması ise adalettir. Eflatunun hayalini kurduğu toplumda eğitim, yasaların yerini alacaktır; toplumsal düzen yasalara gerek kalmadan eğitimle sağlanacaktır.

Eflatun’un Siyaset ile ilgili üç önemli diyaloğu ( eseri )nedir?

Devlet, Devlet Adamı ve Yasalar’dır.

Eflatun’un Devlet kavramı eserini açıklayınız

Devlet adındaki eserde politika ve felsefe arasındaki ilişki açıkça görülür. Eflatun’a göre özel ve kamu yaşamını düzene koyacak olan felsefedir. Bu temel düşünce ile, Sofistlerin şüpheciliğine, kaba gerçekçiliğine ve içgüdülerine göre yaşama felsefesine karşı çıkar. Ona göre Devlet, insanların bir araya gelerek kendi iradeleri ile kurdukları bir kurum değil, bunun çok ötesinde bir şeydir. Yani devlet büyük ölçekli bir insandır veya tersinden ifade etmek gerekirse, insan küçük ölçekli bir devlettir. Ona göre Site’nin – kamunun – çıkarları bireyin çıkarlarına göre daha önemlidir. Bu görüş Organizmacı yaklaşımla da uyum içindedir.

Organizmacı Görüşü açıklayınız?

Organizmacı görüşe göre, her birey organizmanın ( bütünün ) bir hücresi ( parçası ) olmaktan ibarettir. Birey, tıpkı bir hücre gibi kendine düşen görevi yerine getirmekle yükümlüdür.

Eflatun’a göre iyi bir düzen tesis etmek için ne yapmak gerekir?

İyi bir düzen sağlamak için işe Site’nin yöneticilerinden ve askerlerden başlanması gerektiğini savunur. Bunların zihnen, ruhen ve bedenen ( matematik, müzik ve jimlastikle ) çom iyi bir şekilde eğitimleri sağlanmalıdır. Ancak eğitimde yeterli değildir; düzen ve adaletin sağlanması için ayrıca iki kurumun ortadan kaldırılması şarttır. Aile ve Özel mülkiyet. Site’nin muhafızları ( askerler ) toprak ve ev ( aile ) sahibi olmamalı; bunların geçimleri diğer çalışan sınıflar tarafından sağlanmalıdır. Eflatun bu düşünceleri ortaya atarak, muhafızları aile ve mülk gibi tutkulardan arındırılmaları ve böylece kendilerini tamamen Site’ye adamaları sağlanmasını amaçlıyordu. Eflatun, çeşitli sınıfların var olduğu, hiyerarşik bir toplum düzeni öneriyordu.

Eflatun’un önerdiği hiyerarşik düzeni sıralayınız?

En üstte, en başarılı muhafızlar arasından seçilmiş, başta felsefe olmak üzere çeşitli konularda sıkı eğitimlerden geçirilmiş filozoflar – krallar yer almakta. Bir altında onları Muhafızlar izlemekte, En son sırada ise çiftçiler, zanaatkârlar ve tüccarlar geliyor. Sonuncu sırada olanlar Site’nin yüksek menfaatleri ile doğrudan ilgili olmadıkları için mülk edinme ve aile kurma hakkına sahipler. Site’de düzen ve adaletin temini için bu farklı sınıfların korunması, yani hiyerarşik toplum yapısının sürdürülmesi gerekmektedir.

Eflatun’nun ve genel olarak Antik Yunan düşünürlerinin savunduğu hiyerarşik toplum, aynı dönemde karşılaştığı eleştirilerde hangi felsefi akım önde gelmektedir?

Karşı çıkan Felsefi akımların başında sinizm (kinizim) gelmektedir. Köpek anlamına gelen Yunanca Kyon kelimesinden türeyen kinizm kurucusu Anthisthenes’e göre, mutluluğa ancak Erdem ile ulaşılır. Erdem sahibi olmakta  ancak dünyevi hazları yadsımak ile mümkün olabilir.  Bu nefret, onların toplumsal eşirsizliklere arkalarını dönmeye bu ayrıcalıkların yitirildiği ruhsal bir evrene sığınmalarına yol açmıştır. İmparator İskender’in bir isteği olum olmadığını sorusuna ‘ Gölge etme, başka ihsan istemez’ karşılığını veren ve bir fıçının içinde yaşayan Sinoplu Diyojen sinik ( sinizim – kinizim) düşüncesinin en yetkili temsilcilerindendir.

Eflatun’a göre Timokrasi – Oligarşi – Tiranı kavramlarının açıklaması nedir? Ona göre en Kötü Yönetim Biçimi Hangisidir ?

Eflatuna göre; eğitimin ihmal edilmesi veya mülkiyetin özlemi yönetimin yozlaşmasına yol açar ve neticede ‘timokrasi’ denilen rejim ortaya çıkar. Savaşçıların diktatörlüğü anlamına gelen timokrasi, zamanla zenginlerin diktatörlüğüne yani ‘oligarşiye’ dönüşür. Buna tepki olarak ortaya çıkan ‘demokrasi’nin yozlaşması sonucunda ise tek kişinin diktası olan ‘tirani’ doğar. Bu sonuncusu Eflatuna göre en kötü yönetim biçimidir.

Eflatun’a göre bir yönetimi iyi ya da kötü kılan ölçüt nedir?

Ölçüt, o yönetimin kendi koyduğu kurallara uyup uymamasıdır. Monarşi ( bir kişinin iktidarı ) keyfiliğe dönüşürse TİRANİ olur, Aristokrasinin ( yani birkaç kişinin iktidarının ) keyifliğe dönüşürse OLİGARŞİYİ (zenginlerin diktatörlüğünü ) doğurur, Demokrasi ( çoğunluğun iktidarı ) ise ANARŞİ’ye dönüşür. Eflatuna göre, ideal bir sitenin, yasalara gerek kalmadan eğitim yolu ile filozoflar tarafından yönetilmesi gerekmektedir.

Eflatun ‘Yasalar’ eserinde neyin üzerinde durmuştur?

Eflatun bu eserinde önceki görüşlerini bir kenara bırakır ve yasaların gerekliliğinden bahseder. Ayrıca özel mülkiyet aile konusundaki görüşlerini yumuşatır. Yönetim konusunda da karma bir sistem önerir. Bilgi ve aklı temsil eden Monarşi ve Demokrasinin karması.

Aristo’nun Siyasi Düşünceleri Nelerdir ?

Aristo, Eflatun’un Akedemia’daki derslerini takip eden öğrencilerinden biridir. Hocasının ölümünün ardından Lise adını verdiği kendi okulunu kurmuştur. Üstadı gibi idealist bir düşünürdür. Aristo Eflatun’a göre daha somut bir düşünce geliştirmeye gayret eder ( Eflatun daha soyut ve genel nitelikteki ideaları bapımsız bir gerçeklik gibi tanıyordu.) Gözlem yöntemine önem verdiği için Siyaset Biliminin babası sayılır.

Aristo’ya göre İdeal Devlet Nedir?

Aristo bu soruya somut bir hareket noktasından kalkarak cevap aramıştır. Aristo Yunan sitelerinin Anayasalarını incelemiş ve ideal devletin nasıl olması gerektiğine bu metinlerden hareket ederek cevap aramıştır. Bu tavır, onun gözlemci yöntemi benimsemiş olduğunun en çarpıcı kanıtıdır.

Aristo’ya göre Devlet’in amacı nedir?

Devletin amacı; her şeyden önce birliği sağlamaktır. Devletin amacı konusunda Eflatun ile hemfikir olsa da ondan ayrıldığı noktalarda bulunmaktadır. Aristo, devletin birliğini sağlayabilmek için yönetici sınıfa özel mülkiyet ve aile kurma yasağı getirilmesine gerek olmadığına inanır.

Aristo ve Eflatun hangi konuda hem fikirdir?

Toplumda farklı kesimler arasında önemli servet farklılıklarının olması devletin birlik ve bütünlüğü açısından tehlikedir. Fakat Aristo bu tehlikenin bertaraf edilmesi için özel mülkiyetin kaldırılmasını önermez. Ona göre dengeyi sağlayacak olan orta sınıftır. Toplumun iyi yönetilmesi ancak orta sınıfın güçlü olması ile mümkündür.

Aristo ‘Politika’ eserinde hangi soruyu yanıtlamaya çalışmıştır?

‘Üstünlük’ diğer bir deyiş ile ‘Egemenlik’ hangi ilke ile tesis edilmeli sorusunu yanıtlamaya çalışır.  Egemenlik çoğunluğa mı? Her zaman azınlıkta kalan seçkin kişilere mi? Çeşitli yetenekleri olan deha sahibi kimselere mi ait olmalı? Bu soruya Aristo egemenliğin çoğunlukta olması gerektiğini belirterek cevap verir ancak, neticede adaletin bu ilkelerin hiç birinde sağlanmayacağını da belirtir.

 
Aristoya göre; ‘İnsan Siyasi bir Hayvandır’ düşüncesini açıklarınız?

İnsan tabiatı gereği toplum içinde yaşamak zorundadır. Öyleyse amaç, toplum olarak iyi yaşamanın sağlanmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için iyi vatandaşlara ihtiyaç vardır. İyi bir site için iyi vatandaşlar gereklidir. Son tahlilde önemli olan, amaç olan Site’dir. Birey ( vatandaş ) ise iyi bir Site için araçtır. Bu düşünce, bütünün parçadan üstün olduğu inancından kaynaklanmaktadır.

Aristoya göre; Vatandaş Kimdir?

Vatandaş, yönetime ve adalete katkı sağlayan kimsedir. Bu fonksiyonel bir tanımdır ve Atina’da uygulanan doğrudan demokrasiye uygun düşmektedir. Vatandaş bir yandan yönetir, bir yandan emirlere boyun eğer. Emirler yazılı olan ve yazılı olmayan yasalardır.

Aristoya göre; Eşitlik ve Özgürlük doğal bir durum mudur? Hangi düşünceyi savunur?

Doğal bir durum olarak karşılamaz. Doğal olan insanlar arası eşitsizliktir ve bu durumu tartışma konusu bile yapılamaz. Emir sahibi olan Yunanlı komutandır. Barbar ise itaat etmekle yükümlüdür. Kadınların iradesi – köleler kadar olmasa da – sınırlıdır ve onlarda buyruk altındadır.   Aristo, toplum içindeki eşitsizlikleri meşrulaştıran organizmacı bir düşünceyi savunduğunu söylemek yanlış olmaz.

İlerlemeci Tarih Anlayışının temellerini hangi düşünür atmıştır ?

Aristotales.

Aristo’ya göre İdeal Devlet ve Yönetim Biçimi Nelerdir?

Aristo devletin üç ayrı işlevi olduğunu belirtir. Yasama, Yürütme, Yargı. Oda tıpkı hocası gibi, ideal devletin gerçekleşebilmesi için maddi bir dizi şartın yerine getirilmesini gerekli görür. Yüzölçümü ve nufus konusunda bazı sınırlamalar olması gerektiğini ileri sürer. Devlet, kendi kendine yetebilmesi bakımından ne küçük ne de çok büyük olmalıdır. Fazla küçük olursa ekonomi ve savunma açısından zorluklarla karşılaşabilir. Aşırı büyük olursa da yönetilmesi güçleşir.

Platon’a göre ; 3 iyi yönetim biçiminin , 3 kötü yönetim biçiminin dönüşme nedeni nedir? Aristo, Platana göre bu konuda nerde farklı düşünür ?

Eflatun üçü iyi ( monarşi, aristokrasi, demokrasi ), üç kötü ( tirani, oligarşi, anarşi) olmak üzere altı yönetim biçimi saymaktaydı. İyi yönetim biçimlerinin kötü yönetimlere dönüşmesinin nedeni, yöneticilerin kendi koydukları kurallara uymaması, keyifleri doğrultusunda bir yönetim sergilemeleriydi. Aristo da aynı ayrımı yapar fakat ona göre ölçü kamu çıkarlarıdır, yani genelin çıkarıdır. Yöneticiler ancak genel çıkarlara uygun hareket ederlerse o yönetim iyi bir yönetim olabilir.

Aristoya Göre ; 3 iyi , 3 kötü yönetim biçimi nedir?

Üç iyi yönetim biçimi; Monarşi, Aristokrasi ve bir tür ılımlı demokrasi olan Polisi’dir. Monarşinin Yozlaşmasından Tirani doğar, Tirani; Tek bir kişinin güç kullanarak ve kurnazlıkla kendi çıkarlarını sağlamaya çalışmasıdır. Arsitokrasinin bozulması neticesinden Oligarşi doğar. Bu da varlıkların kendi çıkarlarını korumak için sergiledikleri devlet yönetimidir. Polis bozulduğu taktirde de Demokrasi ortaya çıkar. Demokrasi, Aristoya göre çok sayıda olan yoksulların devleti kendi çıkarlarına uygun yönetmesidir. Özetle; Aristoya göre; monarşi, arsitokrasi ve polisi ılımlı / ölçülü bir şekilde uygulandığı taktirde iyi birer yönetim şeklidir. Aşırıya kaçıldığında da bu üç yönetim biçimi kötü yönetimlere dönüşür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder